Kooperatif ortağının, kooperatif ortaklığından çıkarılması, Kooperatifler Kanunumuzun 16. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bunun yanında yine Kooperatifler Kanunumuzun 27. maddesinde yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortağın ortaklıktan çıkarılması düzenlenmiştir. Konumuz gereği her iki maddeyi de aşağıda açıklamaya çalışacağız.
Öncelikle Kooperatifler Kanunu’nun sistematiği gereği, 16. maddeye değinmek gerekirse; ortaklıktan çıkarılma esasları ve itirazın düzenlenmiş olduğu 16. maddenin 1. fıkrasına göre; ortaklıktan çıkarılma sebeplerinin ana sözleşmede açık bir biçimde gösterilmesi şarttır. Ortaklar, anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar.
Konut yapı kooperatifleri için düzenlenmiş tip ana sözleşmenin 14. maddesinde, ortaklıktan çıkarılma nedenleri ayrı ayrı düzenlenmiştir. Bunlara kısaca değinmek gerekirse:
1- Kooperatife ortak olabilme koşulunu kaybeden ortaklar,
2- Parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortaklar,
3- Kura çekimi sonunda kendilerine düşen konutu kabul etmeyen ortaklar.
4- Kooperatifçe kendilerine tahsis edilen veya kura ile kendilerine çıkan konutlarda tahribat veya değişiklik yapan ortaklar,
5- Kooperatifin para, mal ve belgeleri üzerinde işledikleri suçtan dolayı tecziye edilen ortaklar, ortaklıktan çıkarılır.
Konuyla ilgili, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununda, “Ortakların Ödev ve Sorumlulukları” başlığı altında, “Süre ve Ortaklığın Yok Olması” başlıklı 27. madde hükmüne de değinmek gerekmektedir. Bu madde hükmüne göre; Ortakların yüklendikleri paylar için ödeyebilecekleri para tutarının anasözleşmece belirtilmesi gerekir. Maddenin ikinci cümlesine göre, kooperatif, sermaye yüklemlerinde borçlu veya sair ödemelerle yükümlü bulunan ortaklarından elden yazılı olarak veya taahhütlü mektupla bu mümkün olmazsa ilânla ve münasip bir süre belirtmek şartıyla, ortaklık yükümlerini yerine getirmelerini ister. Bu ilk isteğin görüldüğü üzere noter vasıtasıyla yapılmasına gerek görülmemiştir. Maddenin devamında ise; kooperatifin, ortaklık yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortağına yapmış olduğu bu ilk istekten sonra bu ilk isteğe uymayan ortağa ikinci istemde bulunacağı ve bu ikinci istemden sonra da bir ay içerisinde yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortakların, ortaklıklarının kendiliğinden düşeceğini belirtmiştir. 27. maddenin son cümlesinde ise; ortaklığın düşmesinin alâkalının, anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmeyeceği belirtilmiştir.
1- Ortaklıktan Çıkarmaya Yetkili Organ
Kooperatifler Kanunu madde 16’nın ikinci fıkrasına göre; ortağın kooperatif ortaklığından çıkartılmasına, yönetim kurulunun teklifi üzerine genel kurul karar verecektir. Ancak, ana sözleşmeye konulacak hüküm ile, ortağın, ortaklıktan çıkartılmasıyla ilgili genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak koşulu ile, ortağı ortaklıktan çıkarması için yönetim kuruluna da yetki verilebilir. Bu noktada belirtmemiz gerekir ki; anasözleşmede, ortağın ortaklıktan çıkartılması yetkisi açık bir biçimde yönetim kuruluna verilmemiş ise, yönetim kurulu ortağın ortaklıktan çıkartılmasına karar veremez. Aksi takdirde, böyle bir karar yetkisiz organ tarafından verildiği için, geçersiz yani batıldır ve bu kararın geçersizliği her zaman ve süresiz olarak dava konusu edilebilir.
Ortağın kooperatiften çıkartılmasına ilişkin karar, gerekçesiyle birlikte yönetim kurulu karar defterine yazılır ve ortaklar defterinde de belirtilir. Genel kurulca verilen çıkarma kararı gerekçesi, genel kurul tarafından genel kurul tutanağına yazılır ve bu gerekçe aynen yönetim kurulunca, karar defterine yansıtılır. Genel kurul veya yönetim kurulunca verilen bu çıkarma kararının onaylı örneği, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Noter bu çıkarma kararını, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca, çıkarılan ortağa tebliğ eder. Ortak çıkarma kararının tebliğinden itibaren 3 ay içerisinde, bu çıkarılma kararının iptali, yani itiraz davasını açabilir.[1]
Çıkarma kararı, yönetim kurulunca verilmişse, bu çıkarma kararına karşı genel kurula itiraz edilebilir. Bu itiraz; genel kurula iletilmek üzere noter aracılığı ile yönetim kuruluna gönderilir. Bu itiraz, yönetim kurulunca genel kurul gündemine alınır ve ilk genel kurulda incelenerek karara bağlanır. Şayet bu itiraz genel kurulda kabul edilmez ise, çıkarma kararı yine ortağa tebliğ edilmelidir. Çıkarma kararı, ortağa tebliğ edilmezse, dava açmaya ilişkin üç aylık süre işlemeye başlamayacaktır.
Ortaklıktan çıkarılan ortak, yönetim kurulunun çıkarma kararına itiraz etmişse; genel kurulun çıkarma kararını karara bağlaması beklenir. Bu süre zarfında ortak çıkarma kararına karşı iptal davası açamaz. Eğer, itiraz ilk toplanacak genel kurul gündemine alınmaz, yani ortağın itirazı incelenmez ise, ortağın çıkarma kararına karşı iptal davası açma hakkı doğar ve genel kurulca bir karar verilmediği için bu itiraz zımnen reddedilmiş sayılır. Bu nedenle iptal davası her zaman açılabilir ve üç aylık süre de söz konusu olmaz.
Kooperatifler Kanunu madde 16’nın 3. fıkrasında hüküm bulan bu 3 aylık süre, hak düşüm süresidir. Bu nedenle açılan davada sürenin geçip geçmediği mahkemece resen göz önüne alınır. Çıkarma kararına itiraz edilmez veya dava açılmaz ve üç aylık süre geçirilir ise çıkarma kararı kesinleşir.
Maddenin son fıkrasına göre, haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Buna rağmen yeni ortak alınırsa, bu kimse ortaklık sıfatını kazanamaz. Ancak, yasaya aykırı işlemler yapan yönetim kurulu üyelerinin kişisel sorumlulukları söz konusu olur.
2- İhtarda Bulunması Gereken Hususlar
Konut Yapı Kooperatifleri tip ana sözleşmesinin 14/2 fıkrasın- da 1. İhtarın ortağa gönderilebilmesi için ortağın parasal yükümlülüklerini ödeme gününden itibaren en az otuz gün geciktirmiş olması şartı aranmaktadır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi de daha önceki kararlarında anasözleşmenin bu maddesinde yer alan 30 günlük sürenin geçmiş olması şartını ararken, daha sonraki uygulamalarında ana sözleşmenin 14. maddesindeki şartların K.K. 27. maddesine aykırı olması nedeniyle geçersiz olduğunu ve anasözleşmenin 14/2. fıkrasındaki 30 gün gecikmiş olma şartının da aranmayacağı yönünde karar bildirmiştir. Bu duruma göre; 1. ihtarname çekilirken asıl borcun ödeme gününden itibaren 30 gün geçirilmiş olması şartı aranmayacak, yani ödemenin çekildiği tarihteki ödenmemiş borç aslı talep edilebilecektir.
Çekilen ilk ihtarnamede, ödeme için ortağa en az 10 günlük süre verilmelidir.
1. İhtarın noterden gönderilmesi zorunlu değildir, ancak ispat açısından noterden gönderilmesi yararlı olacaktır.
İlk ihtarnamede ortağa verilen ödeme süresinin dolması ertesinde borç tamamen ödenmemişse borçlu ortağa ikinci ihtarname gönderilecektir. K.K. 27. maddesi gereğince 2. ihtarnamede borçlu ortağa ödeme yapması için en az bir aylık süre verilmelidir. Ödeme süresi, ihtarnamenin tebliğinden itibaren başlayacaktır. İkinci ihtarın, noterden gönderilmesi şarttır.
Her iki ihtarda da borçların açık ve net bir şekilde belirtilmesi gerekmektedir. İki ihtar arasında borç miktarı açısından bir farklılık mevcut ise; bu farklılığın nedeni açıkça gösterilmelidir. Önemli olan, iki ihtarın da aynı borçları kapsıyor olmasıdır.
Ayrıca her iki ihtarda da gösterilen borçların ihtarnamede ifade edilen süreler içinde ödenmediği takdirde ortağın, ortaklıktan ihraç edileceği açıkça belirtilmelidir.
Ana sözleşmenin 14. maddesinin 1, 2, 4 ve 5. fıkralarında belirtilen nedenler dışındaki nedenlerle ortaklıktan çıkarmalar için yukarıda sayılan şartların hepsi aranmaz. Sadece gerekçeli yönetim kurulu karar örneğinin noterden gönderilmesi ve ortağa tebliğ edilmesi yeterlidir.
Yönetim kurulu almış olduğu ihraç kararını 10 gün içinde notere tevdi etmezse ihraç kararı düşmüş sayılmaz. Buradaki on günlük süre kesin bir süre değildir. Konuyla ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.10.2006 tarihli 2006/11-631 Esas ve 2006/609 Karar numaralı kararı önemlidir. Bu karara göre: Davacılar, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının ana sözleşmeye ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir. Kooperatiften çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa yazılacağı gibi ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Somut olayda, davacılara yapılan tebligat yasal koşulları taşımadığından hak düşürücü sürenin başlangıcına esas alınamaz. Bu durumda hak düşürücü sürenin geçtiğinden de bahsedilemez. [2]
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 19.11.2007 tarihli, 2006/11830 Esas ve 2007/14444 Karar sayılı kararı konumuzu aydınlatıcı mahiyettedir. Karara göre: olayda, parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle ortaklıktan ihraç edilen ortağın ihracına ilişkin olan yönetim kurulu kararının iptali istemiyle açtığı davada, davacı, kendisine usulüne uygun bir şekilde tebligat yapılmayarak kendisinin yönetim kurulunca oyalandığını, kendisine kooperatif ortaklığının devam ettiğinin söylendiğini belirtmiştir. Yargıtay’ın hükmü ise; Yönetim kurulu ihraç kararının tebliğine ilişkin tebligat parçasının celbedilerek öncelikle bu tebligatın yasaya uygun bir şekilde yapılıp yapılmadığının belirlenip, daha sonra davacının yönetim kurulu tarafından oyalandığı iddiası üzerinde durularak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği yönündedir.[3]
3- Çıkarma Kararına Karşı Ortağın Hakları
Ortağın hakları, kararın yönetim kurulunca veya genel kurulca alınmasına göre değişiklik arzetmektedir.
A - Çıkarma kararı yönetim kurulu tarafından alınmış ise
İhraç kararı kendisine tebliğ edilen ortağın iki seçimlik hakkı bulunmaktadır:
— Ortaklıktan Çıkarma Kararına Karşı İtiraz Davası Açma: Dilerse ortak bu ihraç kararından itibaren 3 ay içerisinde mahkemeye başvurarak, verilen ihraç kararının iptalini isteyebilir. 3 aylık sürenin hesabında kararın ortağa tebliğ edildiği tarihe göre takip eden 3. ayın, aynı günü mesai bitimi dava açma süresi sona ermektedir. Asıl konumuz olan ortaklıktan çıkarma kararına itiraz davası aşağıda derinlemesine incelenecektir.
— Genel Kurula İtiraz Etme : Ortak kendisine gönderilen ve tebliğ edilen ihraç kararına karşı mahkeme yoluna gitmek istemezse, yine 3 ay içerisinde genel kurula itiraz ederek, ihraç kararının genel kurulda görüşülmesini ve bir karara bağlanmasını isteyebilir. Ortak itirazını noter aracılığı ile Yönetim Kuruluna gönderir. Yönetim kurulu da bu itirazı Genel Kurul gündemine almak zorundadır. Ortağın itirazı ilk genel kurulda görüşülür. Ortağın yaptığı itiraz, genel kurulda görüşülüp bir karara bağlandığı takdirde ve genel kurulun ortağın itirazını kabul etmesi halinde verilen ihraç kararı; genel kurul kararı ile ortadan kaldırılmış olur. Genel kurul, ortağın itirazını kabul etmez ve yönetim kurulunun vermiş olduğu ihraç kararını onaylarsa, bu kararın ayrıca ortağa tebliğ edilmesi şarttır. Kural olarak, kooperatif genel kurul kararlarının ortaklara tebliği şart değildir ve bu kararlar tebliğ edilmeden de tüm ortaklar için bağlayıcıdır. Ancak bu genel kuralın istisnası olarak ortaklar hakkında verilen ihraç kararlarının, onaylanması ile ilgili kararların mutlaka ortağa tebliğ edilmesi gerekmektedir. Bu karar ortağa tebliğ edilmediği sürece, ortağın iptal davası açma süresi başlamaz ve verilen ihraç kararı kesinleşemez.[4]
Ortağın genel kurula itirazı genel kurulca reddedildiği takdirde, ortak red kararının kendisine tebliğinden itibaren 3 ay içerisinde bu kararın iptalini mahkemeden talep edebilir.
B - Çıkarma kararı genel kurul tarafından alınmış ise
Genel kurulun verdiği çıkarma kararına karşı ortak, sadece mahkemeye başvurarak itiraz davası açabilecektir.[5] Konuyla ilgili Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarını anlayabilmek için Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 28.09.2000 tarihli ve 2000/6197 Esas, 2000/7241 Karar numaralı kararı incelenmelidir. Söz konusu kararda Yargıtay: “Genel Kurula yapılan itiraz üzerine verilen süre atifet mehli olup, borcun ödenmemesi halinde yönetim kurulunun aldığı ihraç kararı geçerliliğini korur. Yönetim kurulunun çıkarma kararına karşı Genel Kurula itiraz edilmiş ise artık yönetim kurulunun çıkarma kararına karşı iptal davası açılamaz. Ancak Genel Kurulun verdiği karara karşı tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde dava açılmalıdır. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası açma hakkı saklıdır. Genel kurul kararlarına karşı kural olarak 1 ay içinde dava açılmalıdır. istisnası ise; Genel kurulun üyelikten ihraç kararına karşı 3 ay içinde dava açılmalıdır.” şeklinde hüküm kurmuştur.[6]
Yukarıda da belirttiğimiz gibi; genel kurulca alınan ortaklıktan çıkarma kararlarının; ortak söz konusu genel kurula katılmış olsa bile ortağa tebliği gerekmektedir. Konuyla ilgili Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16.10.2000 tarihli, 2000/6840 Esas ve 2000/7823 Karar numaralı kararı şu şekildedir: Mahkemece, davacının ortaklıktan ihracına ilişkin yönetim kurulu kararına itirazı üzerine, ihracı onayan genel kurul kararı aleyhine süresinde dava açılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmişse de, davacı hakkında verilen ihraç kararı şahsi hakka ilişkin olup, hakkında genel kurulca alınan kararın, genel kurula bizzat katılmış olması halinde dahi kendisine tebliğinin gerekmesi karşısında, dosya kapsamından henüz genel kurul kararının kendisine usulünce tebliğ olunmadığı anlaşılan davacı açısından dava açma süresinin başlamadığı hususu gözardı edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, Kooperatifler Kanunu'nun 27 nci maddesi uyarınca ortaklardan parasal yükümlülüklerini yerine getirmeleri istemini belirtir ihtarnamelerdeki borç miktarının da doğru olarak hesaplanması gerekir. Şayet kooperatif ortağı borç miktarına itiraz edip menfi tespit davası açmış ise, bu davanın sonucu beklenmeden ortak hakkında ihraç kararı da alınmaması gerekir. Mahkemece, tüm bu hususlar göz ardı edilerek ihracın kesinleştiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve kararı açıklanan nedenlerle davacı yararına bozulması gerekmiştir.[7]
[3] Kazancı, İçtihat Bilgi Bankası - http://www.kazanci.com/kho2/ibb/files/11hd-2006-11830.htm
[4] Tuncer, Yurdakul – Özmen, Kemal, Kooperatif Davaları, Ortaklıktan Çıkarma s. 11
[5] Aykan, Filiz- Kooperatif Üyeliğinden Çıkarılma ve Çıkarılma Kararına İtiraz Davası, Ankara–2007 s. 107
[6] Çelik, Salih - Lale,Muktedir – Özetli İçtihatlı Uygulamalı Kooperatifler Hukuku, Seçkin Yayın Evi, Ankara 2006, s.446
[7] Çelik, Salih - Lale,Muktedir – a.g.e. s. 448