20.06.2022
İstanbul
Son dönemde sıkça gelen sorulardan birisi de şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması üzerine olunca aşağıdaki makaleyi hazırlayarak hem meslektaşlarımıza hem de bu konuda bilgiye ihtiyaç duyan kişilere faydalı olması amacıyla yayınlamaya karar verdik. Makalemizi değerli stajyerimiz Stj. Av. Simge ŞEN hazırlamış olup, faydalı olmasını diliyoruz. Makalemiz hazırlandığı tarih itibariyle yalnızca bilgi verme amacıyla hazırlanmış olup, hukuki tavsiye niteliği taşımamaktadır. Konuyla ilgili yardıma ihtiyacınızın olması halinde hukuk büromuzla iletişime geçebilirsiniz.
Saygılarımızla
Av. Burak ERBEK
Anonim şirketlerde şirket ile şirketin ortağı arasındaki ilişki kural olarak ortağın payını devretmesi ile sona ermektedir. Şirket ortağı, ortaklıktan çıkmak istediğinde payını başka bir kişiye ya da şirkete satarak ortaklıktan çıkma hakkını, payını devrettiği anda kullanmış olacaktır. Ortaklar mülkiyet hakkının içerisinde yer alan payın serbestçe devri ilkesi gereğince paylarını kendi serbest iradeleri doğrultusunda istedikleri zaman gerçek kişi veya tüzel kişilere devredebilirler. Bunun istisnası olarak TTK ve SerPK’da bazı düzenlemeler getirilmiştir. Bunlar; satın alma hakkı, ıskat, satma hakkı, çıkarma hakkı, ayrılma hakkı, ayrılma akçesi ile ortaklıktan çıkarma, haklı sebeple fesih davası ile azınlığın çıkarılması ve zorunlu çağrı gibi hukuki kurumlardır. Bu düzenlemeler ile payın serbestçe devri ilkesine kanun koyucular tarafından istisnalar getirilmiştir. Bu istisnaların getirilmesinin başlıca ve en önemli sebeplerinden biri şirket içerisindeki çoğunluk ve azınlık pay sahipleri arasındaki menfaat çatışmalarının şirketi çalışamaz hale getirmesidir.
Satın Alma Hakkı Kapsamında Ortaklıktan Çıkarma
Küçük ve büyük sermayelerin kar elde etme amacı ile bir araya gelerek oluşturdukları sermaye şirketleri TTK anlamında birer anonim şirket olup bu şirketler kendi içlerinde birden fazla menfaat grubu barındırmaktadır. Satın alma hakkı da bu farklı menfaat gruplarının çoğunluk ve azınlık paylarına sahip olması sonucunda meydana gelen menfaat çatışmalarının hakkaniyetli bir biçimde çözümlenebilmesi, şirket içi dengenin sağlanabilmesi ve dolayısıyla kamu yararının da sağlanması amacıyla kanun koyucu tarafından düzenlenmiş bir hukuki çaredir. Satın alma hakkı çerçevesinde çoğunluk paylarına sahip olan hâkim ortak azınlığın paylarını satın alarak azınlığı ortaklıktan çıkarma hakkına sahiptir. Yabacı literatürde bu hak “squeeze-out right” olarak anılmaktadır.
Satın alma hakkı yani yabancı literatürde “squeeze-out right” ile ifade edilen hukuki imkân ile birlikte bir şirkette hâkim pay sahibinin herhangi bir gerekçeye ve onların rızasına ihtiyaç duymaksızın azınlığın paylarını iktisap etmesi söz konusudur. Bu hak, belirli bir grup azınlığa ileri sürülebileceği gibi tüm azınlık gruplarına karşı da ileri sürülebilecektir. Tüm azınlık gruplarının paylarının iktisap edilmesi halinde hakkın kullanılması sonucunda tek pay sahipliği söz konusu olacaktır. Bu hak ile birlikte hâkim pay sahibine uygun bir fiyat karşılığında azınlık pay sahiplerinin satın almaya zorlama imkânı sağlamaktadır.1 Bu da aslında hâkim pay sahibinin tam hakimiyeti elde etmesini amaçlar niteliktedir. Türk Hukukunda TKK madde 208’de ise bu hakkın haklı bir sebebe dayandırılması koşuluyla kullanılabileceği düzenlemiş olup, aslında kanun koyucu tarafından düzenleniş amacının hakim şirkete tam hakimiyet sağlamak değil de şirket içi dengenin ve barışın sağlanması olduğunu ortaya koymaktadır.
TTK m.208’de satın alma hakkı bir şirketin yüzde doksanını ele geçiren hâkim pay sahiplerine, dürüstlük kuralına aykırı hareket eden küçük pay sahiplerini şirketten çıkarma yetkisi verilmesi şeklinde düzenlenmiştir. Bu kapsamda bir sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının en az yüzde doksanına sahip olan hâkim şirket, şirketin çalışmasını engelleyen, dürüstlük kurallarına aykırı davranan, pervasızca davranan ve şirket içi sorunlara neden olan azınlığın paylarını varsa borsa değeri üzerinden, yoksa gerçek değerle veya genel kabul gören bir yönteme göre belirlenecek bir değerle satın alma hakkına sahiptir. Bu düzenlemeye göre hâkim şirket, şirketin işleyişini engelleyen azınlık pay sahiplerinin paylarını “payların serbestçe devri” ilkesinin istisnası olarak mahkeme kararıyla satın alarak azınlık pay sahiplerini ortaklıktan çıkartabilir. Ancak bu düzenleme anonim şirketlerde yaygın bir uygulama değildir.
TTK m.208 sistematik olarak kanunun İkinci Kitabının “Genel Hükümler” başlıklı Birinci Kısmında yer almaktadır. Birinci Kısım içerisinde ise “G) Şirketler Topluluğu” bölümü altında “IX-Çeşitli hükümler” başlığı altında son üç hükümden birisidir. TTK m.208’in kanun sistematiği içerisindeki yerine baktığımızda maddenin “Genel Hükümler” Kısmında “Şirketler Topluluğu” bölümü içerisinde yer aldığı görülmektedir. Satın alma hakkının bulunduğu bölüm nedeniyle sadece şirketler topluluğunun varlığı halinde uygulanabileceği konusu doktrinde tartışmalıdır. Hâkim görüşe göre bu hüküm sadece şirketler topluluğunda uygulanabilir.2
Türk Hukukunda düzenlenen satın alma hakkı AB’de uygulanan “squeeze out” kavramına göre daha dar bir hukuki imkandır. TTK’da düzenlenen satın alma hakkının kullanabilmesi için TTK madde 208’de sayılan haklı sebeplerden herhangi birinin varlığı söz konusu olmalıdır oysa “squeeze out right”ın kullanılabilmesi için herhangi bir haklı sebebin varlığına ihtiyaç yoktur. Ayrıca “squeeze-out” hakkının kullanılabilmesi için hâkim şirket olması da zorunlu değildir hâkim gerçek kişi de olabilir, TTK m. 208 düzenlemesi uyarınca satın alma hakkının süjesi ise hâkim şirket olmalıdır.
Sermaye Piyasası Kanunu Kapsamında Ortaklıktan Çıkarma
SerPK m.27/1’de düzenlenen çıkarma hakkı uyarınca pay alım teklifi sonucunda veya birlikte hareket etmek de dâhil olmak üzere başka bir şekilde sahip olunan payların halka açık ortaklığın oy haklarının Kurulca belirlenen orana veya daha fazlasına ulaşması durumunda, paya sahip olan bu kişiler açısından azınlıkta kalan pay sahiplerini ortaklıktan çıkarma hakkı doğacaktır. Çıkarma hakkına haiz olan pay sahipleri Kurulca belirlenen süre içinde, azınlıkta kalan ortakların paylarının iptalini ve bunlar karşılığı çıkarılacak yeni payların kendilerine satılmasını ortaklıktan talep edebilecektir. Çıkarma hakkının kullanılması için gerekli oran, pay bedelinin hesaplanması, hakkın kullanım süresi ve hakkın kullanımına ilişkin diğer usul ve esaslar Kurul tarafından çıkartılan Ortaklıktan Çıkarma ve Satma Hakları Tebliğ (II-27.2) ile düzenleme altına alınmıştır. Satın alma hakkında pay ve oy haklarının en az %90’ına sahip olunması aranmakta iken çıkarma hakkının kullanılabilmesi için ise pay alım teklifi sonucunda veya birlikte hareket etmek de dâhil olmak üzere herhangi bir şekilde sahip olunan paylara ilişkin oy haklarının, ortaklığın oy haklarının %98’ine ulaşması veya bu konumda iken ek pay alınması durumunda diğer pay sahiplerinin tamamını şirketten çıkarma hakkı doğacaktır.3
Satın alma hakkı için kanun koyucu bir hak düşürücü süre düzenlememiştir fakat SerPK çerçevesinde düzenlenen çıkarma hakkı için kanun koyucu tarafından hak düşürücü bir süre düzenlenmiştir. Buna göre, hâkim pay sahibi tarafından hâkim pay sahibi konumunun kazanıldığı veya bu konumda iken ek pay alındığına dair kamuya yapılan açıklamayı takip eden üç aylık hak düşürücü süre içerisinde satma hakkını kullanmak isteyen diğer pay sahipleri şirkete bu taleplerini yazılı olarak iletecektir. Satma hakkının kullanımına ilişkin üç aylık hak düşürücü sürenin sona ermesini takiben en geç üç işgünü içinde şirketten çıkarma hakkını kullanmak isteyen hâkim pay sahibi şirkete başvuracaktır.
TTK 141 Uyarınca Ayrılma
TTK m.141’de düzenlenen hukuki imkan çerçevesinde birleşmeye katılan şirketler birleşmeye katılan şirketler, birleşme sözleşmesinde, ortaklara, devralan şirkette, pay ve ortaklık haklarının iktisabı ile iktisap olunacak şirket paylarının gerçek değerine denk gelen bir ayrılma akçesi arasında seçim yapma hakkı tanıyabilirler veya birleşme sözleşmesinde, sadece ayrılma akçesinin verilmesini öngörebilirler. Ancak TTK m.151/5’de birleşme sırasında ayrılma akçesi öngören birleşme sözleşmelerinin devreden şirketin sermeye şirketi olması durumunda şirkette mevcut oy haklarının yüzde doksanının olumlu oylarıyla onaylanması şartını getirmiştir.
Satın alma hakkının kullanımında mahkemeye başvurulması halinde davalı pay sahibi hakkın kullanımı için gerekli şartların gerçekleşmediğini savunabilirken, ayrılma akçesi ile devrolunan şirketten çıkarılan pay sahiplerine ise ancak ayrılma akçesinin tutarına itiraz etme hakkı tanınmış olup, çıkarma kararına ilişkin herhangi bir itiraz hakkı tanınmamıştır. Dolayısıyla, birleşme sözleşmesinde ayrılma akçesinin öngörülmesi halinde pay sahibinin şirket sözleşmesine karşı herhangi bir yola başvurması mümkün değildir.
Iskat
Anonim şirketlerde pay sahiplerinin şirkete karşı tek borcu sermaye borcunun ödenmesi olup bu esas doktrinde tek borç ilkesi olarak adlandırılmıştır. Bu borcunu ödemeyen pay sahiplerinin TTK m. 482 ve 483’te düzenlenen ıskat kurumu ile sermaye borcunu ödemede temerrüde düştüğü payları için pay sahipliğinin sona erdirilmesi amaçlanmaktadır. Iskat zamanında sermaye koyma borcunu yerine getirmeyen ortağa karşı diğer pay sahiplerince uygulanabilecek bir müeyyide olarak TTK’da düzenlenmiştir.
Iskat müeyyidesi ile birlikte aslında pay üzerindeki pay sahipliği kalkar ve bütün haklar anonim şirket üzerine geçer. Daha sonra anonim şirket yönetim kurulu tarafından bu paylar satılır ve pay sahibi, pay sahipliği sıfatı ıskat müeyyidesinin uygulandığı pay açısından ortadan kalkar. Fakat bu ıskat müeyyidesi tek başına mütemerrit pay sahibinin pay sahipliğinden ayrılması sonucunu doğurmaz çünkü ıskat müeyyidesiyle karşı karşıya kalan pay sahibinin söz konusu anonim şirkette başkaca bir payı varsa bu pay üzerinde pay sahipliği devam eder. Böyle bir payın bulunmaması durumunda ise ıskat sonucunda pay sahipliği ortadan kalkar.
TTK m. 482/1 uyarınca ihtara gerek kalmadan sermaye borcunu zamanında ödemeyen borçlu temerrüt faizi ödemekle yükümlü olup, ilgili paylara ilişkin önceden yapmış olduğu ödemelerin iadesini de talep edemeyecektir. Iskat usulü sonucunda bir bedel karşılığı payın satılması durumunda pay sahibi buradaki bedeli talep edemeyecek ve payın satılmasından elde edilen bedel sermaye borcuna mahsup edilecek olup, payın satılmasından elde edeilen bedel eğer borcu kapatmaya yetmezse mütemerrit pay sahibi bu borçtan sorumlu olmaya devam edecektir.
Iskat usulü TTK 483’te düzenlenmiş olup buna göre ıskat kurumunun işletilebilmesi için yönetim kurulu tarafından, mütemerrit pay sahibine, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ile esas sözleşmenin öngördüğü şekilde ilan yoluyla şirketin internet sitesinde de yayımlanacak bir mesajla ihtarda bulunulması gerekmektedir. Bu ihtarda, mütemerrit pay sahibinin temerrüde konu olan tutarı bir ay içinde ödemesi, aksi hâlde, ilgili paylara ilişkin haklarından yoksun bırakılacağı ve sözleşme cezasının isteneceği belirtilecektir. Satın alma hakkında ise bildirim prosedürü söz konusu olmamakta pay ve oy hakları eşiğinin aşılması üzerinde doğrudan mahkemeye başvurularak hak kullanılabilecektir.4
Zorunlu Çağrı
SerPK’daki düzenleme uyarınca halka açık şirketlerde yönetim kontrolü sağlayan payların veya oy haklarının iktisap edilmesi halinde diğer ortakların paylarını satın almak üzere teklif yapılması zorunludur. Halka açık şirketin yönetim kontrolünün sağlanması ise SerPK m.26/2’de şirketin oy haklarının yüzde ellisinden fazlasına tek başına veya birlikte hareket ettikleri kişilerle beraber, doğrudan veya dolaylı olarak sahip olunması, yönetim kurulu üye sayısının salt çoğunluğunu seçme veya genel kurulda söz konusu sayıdaki üyelikler için aday gösterme hakkını veren imtiyazlı paylara sahip olunması olarak düzenlenmiştir. Pay sahipleri arasındaki özel yazılı anlaşmalarla yönetim kontrolünün sağlanması halinde de zorunlu çağrı uygulama alanı bulacaktır, buna karşın imtiyazlı payların mevcudiyeti nedeniyle yönetim kontrolünün elde edilemediği hallerde ise zorunlu çağrı uygulama alanı bulmayacaktır.5
Zorunlu çağrı ve satın alma hakkı arasında önemli bir fark söz konusudur.Satın alma hakkında bu hakkın kullanılabilmesi için öngörülen şartların oluşması halinde hakim şirket bu hakkı kullanma yükümlülüğü altında değildir Yukarıda da açıkladığımız üzere satın alma hakkının kullanılması ile birlikte mahkemenin kabul kararının kesinleşmesi üzerine payların mülkiyeti azınlık pay sahiplerinin iradesine bakılmaksızın hâkim şirkete geçmektedir. Zorunlu çağrı da ise şartların oluşması ile birlikte yönetim kontrolünü sağlayan pay sahibi veya sahipleri diğer pay sahiplerinin paylarını satın almak için teklifte bulunmak zorunda olmakla birlikte diğer pay sahiplerinin bu teklifi kabul etme yükümlülüğü bulunmamaktadır.
Stj.Av. Simge ŞEN
1 Karababa, s.42; Yeşiltepe, s.19; Winter, J./Christensen Schans J./ Garcia Garrido, J. M./Hopt, K. J./Rickford, J./Rossi, G./Simon, J., s.11
2 Poyraz T., “TTK M.208 UYARINCA AZINLIĞIN PAYLARINI SATIN ALMA HAKKI”, TTK M.208 uyarınca azınlığın paylarını satın alma hakkı.pdf (khas.edu.tr), (Erişim Tarihi: 08.05.2022), s. 51
3 A.g.e s. 51-53
4 Çelik A., “Anonim Şirketlerde Ortaklıktan Çıkarılma”, (2009), 262727 (dergipark.org.tr), (Erişim Tarihi: 08.05.2022), s.189
5 Poyraz T., “TTK M.208 UYARINCA AZINLIĞIN PAYLARINI SATIN ALMA HAKKI”, s.29